Rezum: Su Buharı Tedavisi ile Prostat Ameliyatı
Rezum Su Buharı Tedavisi, prostat büyümesi olan erkeklerde, BPH ilaçlarının yan etkileri görülmeden, BPH semptomlarını azaltmak üzere tasarlanmış minimal invazif bir tedavi seçeneğidir.
İyi Huylu Prostat Büyümesi (BPH) için Minimal İnvazif bir Tedavi: REZUM
Rezum Su Buharı Tedavisi, su buharında depolanan doğal enerjiyi kullanır. Klinik çalışmalar, bu tedavinin pozitif bir güvenlik profiline sahip olduğunu ve BPH semptomlarını giderme kabiliyeti taşıdığını göstermektedir. 9 saniyelik tedavilerin her birinde steril su buharı, hedeflenen prostat dokusuna salınır. Buhar yeniden suya dönüştüğünde, depolanan bütün enerji salınarak hücreler öldürülür.
Vücudunuzun doğal iyileşme yanıtı zamanla ölü hücreleri yok ederek prostatı küçültür. Ekstra doku yok edildiğinde üretra (dış idrar kanalı) ve böylece BPH semptomları azalır. Çoğu hastada iki hafta gibi kısa bir sürede semptomlar giderilemeye başlanır ve maksimum fayda genellikle üç ay içinde elde edilir. Hasta yanıtları değişkenlik gösterir.
Uygulanan su buharı tedavisi sayısı, prostatın büyüklüğüne bağlı olarak değişir. Prosedür tek bir randevuda gerçekleştirilir. Görseller prosedürün nasıl işlediğini göstermek amacıyla sunulmuştur, hastalardan elde edilen sonuçların bire bir temsilcisi değildir.
Rezum Su Buharı Tedavisinin size uygun olup olmadığını
Şimdi WhatsApp'tan İletişime Geçerek öğrenin!
Rezum Tedavisi Olan Hastamız Anlatıyor: 8. Günde İyileşme Süreci, Rezum Tedavisi Olacaklara Öneriler
Rezum Tedavisi Sonrası İyileşme Süreci: 45. Günde Hastamızın Yorumları
Rezum ile Prostat Tedavisi Nasıl Yapılır?
Dr. Cüneyd Sevinç, Ameliyatsız Prostat Tedavisi: REZUM'un prostat hastalarına sundukları hakkında detaylı bilgiler veriyor.
Neden Rezum Su Buharı Tedavisi?
- BPH ilaçları kullanılmaz ve yan etkilerine maruz kalınmaz
- Çoğu hastada 2 hafta içinde semptomlar giderilmeye başlanır
- Erektil ve üriner fonksiyonlar korunur
- Çoğu hasta bir iki gün içinde normal aktivitelere geri döner
- Kalıcı implant yapılmaz
Rezum Su Buharı Tedavisi Nasıl Etki Eder?
Rezum Su Buharı Tedavisi Riskleri Nelerdir?
Tüm tedaviler beraberinde içsel ve potansiyel riskler getirir. Rezum sistemi, BPH ile ilişkili semptomları, tıkanıklıkları gidermek ve prostat dokusunu azaltmak amacıyla kullanılır. Prostat hacmi >=30 cm3 olan erkekler için endikedir. Rezum sistemi ayrıca, merkezi bölge ve/veya medyan lob hiperplazisi olan prostat tedavisi için de endikedir. Potansiyel riskler arasında ağrılı idrara çıkma (dizüri), kanlı idrar (hematüri), kanlı sperm (hematospermi), ejakülasyon hacminde azalma, idrar yolu enfeksiyonu, idrar sıklığı, idrar retansiyonu ve idrar aciliyeti sayılabilir. Herhangi bir tedavi seçeneğinin uygulanmasına karar vermeden önce doktorunuzla görüşüp faydaları ve riskleri değerlendirmeniz gerekir.
Rezum Su Buharı Tedavisi Sonuçları
5 Yıl Boyunca İstikrarlı Klinik Sonuçlar
Nihai çalışma sonuçları, Rezum Su Buharı tedavisinin semptomları istikrarlı bir şekilde gideren ve cinsel fonksiyonu 5 yıla kadar koruyan güvenli ve etkili bir BPH tedavisi olduğunu göstermektedir.
Uzun Ömürlü Dayanaklılık
5 yıllık tedavi tekrarı oranı yalnızca %4.4 olan Rezum, konvektif enerji kullanarak obstrüktif prostat dokusunu çıkarır.
Rezum tedavisi sonrası cerrahi tedavi tekrar oranlar
- %48 IPSS – Uluslararası Prostat Semptom skoru
- %44 Qmax – Pik İdrar Akım Hızı
- %45 IPSS-QOL – Yaşam Kalitesi Artışı
- %48 BPHII – BPH Etki İndeksi
Medyan Lob Tıkanıklığını (MLO) Tedavi Edebilecek Kadar Çok Yönlü
Rezum, hekimlerce ileri teknik öğrenilmesine gerek kalmadan lateral ve merkezi bölgelerin tedavi edilmesini sağlar.
Pozitif Güvenlik Profili ve Cinsel Fonksiyon Koruması
5 yıl boyunca geç meydana gelen advers olay ya da tekrar eden ereksiyon bozukluğu görülmemiştir.
Varikosel Ameliyatında Mikroskop Kullanımı Kadar Önemli bir Gelişme: Doppler Kullanımı
Bilindiği gibi varikosel ameliyatı erkek infertilitesi tedavisinde en önemli basamaklardan biridir. Son yıllarda gündeme gelen mikroskobik varikosel ameliyatı sayesinde ameliyat başarısı anlamlı miktarda artmış varislerin nüksetmesi ya da ameliyat sonrası hidrosel oluşumu gibi istenmeyen komplikasyonlar en alt seviye inmiştir. Son günlerde varikosel tedavisinde gündeme gelen en önemli gelişmelerden bir tanesi de operasyon öncesinde ve operasyon sırasında Doppler kullanımı olmuştur. Doppler testi damarlardaki kan akışını gösteren çok önemli bir ultrason testidir. Varikosel teşhisinde radyologlar tarafından uygulanmaktadır. Ancak tüm ürologlar tarafından sıklıkla tespit edilen bir gerçek de muayenene sırasında bariz bir şekilde hissedilen varis damarlarını kimi durumlarda radyolog meslektaşları tarafından tespit edilememesidir. Bu nedenle bir çok ürolog fizik muayenenin varikosel teşhisi için Doppler'den daha önemli olduğunu kabul etmektedir.
Aslında bu iddia tam olarak doğru değil. Varikosel varsa Doppler ile de tespit edilebilir. Kanaatimizce radyoloji doktorlarının varikosel incelemesini genellikle hasta yatar pozisyonda iken bazende yarı oturur pozisyonda iken yapmaları bu teşhis farklılığına neden olmaktadır. Kliniğimizde testis muayenesi hem klasik yöntem olan elle hem de çok gelişmiş bir Doppler ultrasonografi cihazı ile yapılmaktadır. Bu uygulamamız sırasında anlaşılmıştır ki aslında varikoselin muayene ile tespit edildiğinde Doppler ile görülmemesi mümkün değildir. Hatta bunun tam tersi olarak muayene ile tespit edilemeyen birçok durumda Doppler ile bakıldığında anlamlı damar genişlemeleri ve reflü akım yani varikosel görülmektedir. Muayenedeki asıl incelik üroloji doktorlarının hastayı ayakta muayene etmesi ve Doppleri de ayakta yapması olduğu kanaatindeyiz.
Varikosel tedavisinde son derece önemli olacağını düşündüğümüz ikinci bir Doppler kullanımı gelişmesi ise operasyon sırasında Doppler kullanımı olmuştur.
20 megahertz frekanslı 2 milim kalınlığında İntraoperatif Microvasküler Doppler Cihazı (https://www.vti-online.com/wp-content/uploads/2015/11/VTI-20-MHz-Microvascular-Doppler-System.pdf) varikosel ameliyatı sırasında mikroskop eşliğinde tüm varis damarlarını tek tek incelemeye olanak tanımakta ve hangi damarın atardamar hangi damarın toplardamar olduğunu çok hızlıca anlamamıza olanak vermektedir. Mikroskopik varikoselektominin en önemli faydası, büyütülerek görme sayesinde atardamarları toplardamarlarda ayırma konusunda eski teknikler oranla çok daha başarılı sonuçlar veriyor olmasıdır. Bu sayede testisi besleyen atardamar korunurken varisleşmiş toplardamarların ortadan kaldırılması kolaylaşmıştır. Ancak yine de kimi zaman damarlarda nabız gözle görülecek düzeyde olmadığında atardamarı bulmakta zorlanıyor çoğu zaman hastanın tansiyonu yükseltmek için ek tedaviler yaparak nabız atışının meydana gelmesini sağlamaya çalışıyorduk.
İntraoperatif Mikrovasküler Doppler probu çok hızlı bir şekilde gözle görülür nabız atışı olmasa dahi atardamarları tespit edebimekte böylece operasyonda hata payını neredeyse tamamen ortadan kaldırılmaktadır. Özellikle zaman zaman karşımıza çıkan, birden fazla sayıda atardamar bulunması durumlarında (genellikle bir atardamar, bir de sperm kanalına ait atar damar bulunur) sadece mikroskop kullanılan ameliyatlarda hata payı artıyor. Bir atardamar görüldüğünde o atardamar korunarak diğer damar fark edilmeyebiliyor ve diğer atardamar toplardamarlarla beraber bağlanabiliyor. İntraoperatif Doppler bu önemli dezavantajı ortadan kaldırmıştır.
Kliniğimizde bu konuda çok önemli bir araştırma başlatılmış olup, yeni cihazın hastaların sperm parametreleri üzerindeki etkileri ve gebelik oranlarına hangi oranda faydası olduğu yakın zamanda bilimsel arenada açıklanacaktır.
Yrd. Doç Dr. Cüneyd Sevinç